16 Ekim 2019 Çarşamba

"BAŞKA ŞEHİRLER"...

        Remzi Gökdağ, bir zamanlar sağ iktidarların en çekindiği gazetelerden biri olan Cumhuriyet gazetesinde 1989 yılında muhabirliğe başladı. Gazetede önemli haberlere imza attı. Meslekte yaşanan erezyondan ve değişen medya düzeninden sonra kendisini yurt dışına attı. Remzi önce Moskova’daki gazeteci arkadaşı Suat Taşpınar’ın yanına gitti.
        Gazetecilik artık Remzi’nin ruhuna işlemişti. Bir süre buradan Türkiye’ye haberler geçti. Sonra ver elini Amerika… Kristof Kolomb’un keşfettiği Amerika’da 9 yıl kaldı. İlk kitabı “Park Oteli Olayı”ndan sonra Amerikan medya kuruluşlarının habere yaklaşımını inceleyen “Amerikan Medyasında 11 Eylül” adlı ikinci kitabını yayımladı. “Yol Arkadaşım” dediği Yelda ile burada tanışıp evlendi. Seyahati seven iki kafadar, o ülke senin bu ülke benim birlikte dolaşmaya başladılar. Artık Remzi de bir kâşif olmuştu… Amerika'dan sonra İsviçre'ye geçtiler. Burada da bir 5 yıl kaldılar; bütün Avrupa ülkelerini, şehirlerini gezdiler.
        Remzi gittiği ülkenin önemli şehirlerini “bakarak” değil de “görerek” gezdi, inceledi. Şehirlerin tarihte önemli misafirlerini araştırdı; kaldıkları, gezdikleri yerleri kendisi de deyim yerindeyse “karış karış” dolaştı. Notlar aldı, sonra bu notları okuduğu kitaplarla bütünleştirdi. İstanbul’un gelişimine ve bugünkü beton yığınına ve gökdelenlere teslim olan haline tanıklık eden 20 önemli isimle yaptığı röportajları “Sevgili İstanbul” adlı üçüncü kitabıyla okurla buluşturduktan sonra eşinin işi gereği kendisini Dubai'de buldu.  
        Remzi burada da boş durmadı, gezip gördüğü yerleri bir kitapta toplamak için çalışmalara başladı. “Efsane İsimlerin İzinde Gizemli Yolculuklar BAŞKA ŞEHİRLER” adını verdiği kitabını bitirdi. Kitap yaklaşık bir ay önce E Yayınları’ndan çıktı; okurlarıyla buluştu. Karınca gibi çalışkan sessiz, sakin arkadaşım Remzi Gökdağ’a daha nice kitaplar yazması dileklerimle…   
        Unutuyordum, Remzi aynı zamanda iyi de bir tavla oyuncusu…  Yalnız kızdırarak, adam yenmeye bayılıyor… Özellikle de beni…
(Yazı: Süleyman Boyoğlu)
       



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder