20 Aralık 2014 Cumartesi

MEMET FUAT...


                         Memet Fuat "gideli" 12 yıl geçti

                       "DAYANIŞMA"YA FARKLI BİR BAKIŞ                        

 GÜRCAN ARITÜRK   

                  Denge gözetmeden dengeli düşünmenin-yazmanın, iyi yazılanları yayımlamanın, önem verdiklerini tanıtmanın Türk edebiyatında akla ilk gelenlerindendir Memet Fuat. Pek çok çeviriyi, gelişmelerine omuz verdiği yazarları, çok yönlü düşünmenin sentezi yazılarını, tematik kitaplarını ve "edebi denemelerini" bırakarak bilinmeyen bir aleme göçeli 12 yıl geçti. 
                 Aradan geçen "onca" yıla karşın yazdığı yazılar güncelliğini yitirmedi.  Yeni ufuklar açmaya da devam ediyor. 
                 DAYANIŞMA HER ZAMAN İYİ Mİ?
                 Memet Fuat'ın "Din ve Felsefe"(1) adlı kitabının daha başında irkiliyorsunuz. "Dayanışma" başlıklı yazısında Fuat, "suyun tersine yüzüyor" ve dayanışmanın her zaman iyi olmayabileceğini çarpıcı olarak gösteriyor.
                 19 Aralık 2002 günü kaybettiğimiz Memet Fuat'ı o yazısıyla anmak istiyorum.  Düşünmenin önemini bilenlere ve "hiç böyle düşünmemiştim" demekten korkmayanlar için işte "Nazım Hikmet'in Piraye'den manevi oğlu" Memet Fuat'ın görüşlerinden alıntılarla bir özet:   
                 Yazının başında "Ben felsefeden hoşlanmam" diye çıkış yapanın da bu sözüyle felsefe yaptığını hatırlatan Memet Fuat, Bertrand Russell'in "Bilim bildiklerimizdir, felsefe de bilmediklerimiz" sözünü anıyor.
                 Bilinenler çoğaldıkça bilinmeyenlerin aynı oranda azalmadığını kaydeden Fuat, "Dinsel inançların insanlara yakınlaşma, dayanışma getirdiği, topluluk yaşamını bir düzene soktuğu söylenebilir. Bir topluluk açısından bakılınca, doğrudur bu, ama bütün insanlık açısından bakılınca, topluluklar arasındaki ayrılıklarda, düşmanlıklarda dinlerin büyük oranda etkili oldukları yadsınamayacak bir gerçektir" diyor.
                 "Yalnız dinler değil, ırklar, soylar, uluslar...Genellikle, topluluklara dayanışma getiren özellikler, insanlar arasındaki bölünmelerin de nedenleri oluyorlar" diye devam eden Memet Fuat, "Ayrılıkçılık, bölücülük, insanları birbirinden uzaklaştıran yönelişler, olumlu nitelikler arasında yer alamazlar. Buna karşılık dayanışma hep olumlu bir nitelik sayılmıştır. Çağdaş eğitimde de insanların dayanışmaya alışmalarına, yaşamı paylaşmalarına, belli bir amaca dayanışma içinde yönelmeyi öğrenmelerine büyük özen gösterilir. Oysa her dayanışma bir ayrılmayı, bir bölünmeyi getirmiyor mu?" diye soruyor.
                  Yanıtı da hazır: "Bir grup insan, başka bir grup insana karşı, evet, başka bir grup insana karşı dayanışarak güçleniyor."
                  Memet Fuat," İnsanların birleşmesine, birbirlerine insanca yaklaşmalarına hiçbir şey engel olamaz aslında...Çıkar çatışmalarından, paylaşma kavgasından başka" dedikten sonra ekliyor: "Dayanışma denilen, çağdaş eğitimde öylesine önem verilen davranış biçimi de olumlu özelliklerinden sıyrılıp sonunda bu arkası gelmez kavganın öğesi oluyor. Bölünmeleri, ayrılmaları besliyor" 
                  2 şeyi ayırıyor Memet Fuat, "Olumlu bir amaca  yönelirken dayanışmak"la, "kendi çıkarlarına öncelik sağlamak için, başkalarının çıkarlarını çiğnemek ya da arkaya itme"nin aynı şey olmadığını söylüyor.    
                  Memet Fuat, yapıtlarında daha pek çok şey söylüyor, siyasa, yazın, toplumsal yaşam, sanat ve spor alanlarında. O'nun Adam Sanat dergisinin Şubat 1990 sayısında yazdığı yazıdan şu cümlerle bitirelim:
                 "Irk, soy, din, ulus, yöre, okul, parti, dernek, örgüt, aile... İnsanlar genellikle "gerçekçi" oluyor, dayanışmanın önemini, gereğini çok iyi anlıyor, değerlendiriyorlar. Günümüzde kimse parolaları, imleri öğrenmeden yola çıkmıyor...Sağdan, soldan, herkes buluyor dümenini...Ama insanlık işte böyle darmadağın" 
                  Saygıyla, özlemle anıyor ve arıyoruz Memet Fuat'ı... 
                  (1) Din ve Felsefe, Memet Fuat, Adam yayınları, Mart 2000, 198 sayfa.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder