Cevdet Günebakan
            Ailece Gaziantep
Çarşısı’nı ziyaret edip dönerken, Bey Mahallesi’nde müzik aletleri satan bir
dükkânın kapısında çakılıp kaldım. Müzik aletlerini incelerken; “Buyurun bir
çayımızı için” daveti üzerine küçük kızımla dükkândan içeri giriverdik. Müzik
aletlerini yakından incelerken, bizi içeri buyur eden kişi kendisini tanıttı, sohbet
etmeye başladım. 
           Cevdet Günebakan, dükkânın
üst katında oturduğunu, iki katlı binanın yaklaşık 200 yıllık bir bina olduğunu
söyledi. “Binanın Ermeniler mi yoksa Yahudi’lerden mi kalma” olduğunu sordum. “O
kadarını bilmiyorum” dedi. Sormamın sebebi; tarihi evlerin bulunduğu daracık
sokakları ile dikkat çeken Bey Mahallesi’nde eskiden Ermeni ve Yahudi’lerin
oturduğuna dair bilgi edinmiş, bolca fotoğraf çekmiştim.
          Çaylarımızı
yudumlarken, Günebakan duvara asılı bağlamasını indirdi, eline aldı; “Size bir türkü söyleyeyim
mi?” dedi. Bağlama çalması ve sesinin nasıl olduğunu bilmediğim halde, bir halk
müziği sevdalısı olarak; “Tabii buyurun, memnuniyetle dinleriz” dedim. Başladı
söylemeye:
            Verem ettin sen beni
            Nasıl verem olmayım
            Eller saracak seni
            Ben sana yandım gelin
            Yanağı allı gelin
            Gaziantep yolunda
            Öldürdün beni gelin
            Bahçalarda meleme
            Yar göğsün düğmeleme
            Ölürsem kanlım sensin
            Gözlerin sürmeleme
            Ben sana yandım gelin
            Yanağı allı gelin 
            Gaziantep yolunda
            Öldürdün beni gelin
            Bahçalarda saz olur
            Gül açılır yaz olur
            Ben yarime gül demem
            Gülün ömrü az olur
            Ben sana yandım gelin
            Yanağı allı gelin
            Gaziantep yolunda 
            Öldürdün beni gelin.
             Cevdet
Günebakan, çok sevdiğim anonim bir türkü olan bu türküyü kendisinin derlediğini
söyleyince daha da mutlu oldum. Ardından "Ela gözlüm ben bu elden gidersem", "Çarşamba'yı sel aldı" adlı türküleri de söyledi. Söylediği
türkülere ben de eşlik ettim. Küçük kızım da bizi hem fotoğrafladı, hem de
kayda aldı. Günebakan'ın türkü yorumlarını ikimiz de çok beğendik.
            Günebakan,
TRT’nin çektiği bir belgeselde yer aldığını da belirterek, “Artık eski dostluklar
ve  özlü sözlerle türkü yakan sanatçı
yok. Bu beni çok üzüyor. Tabii bir de unutulmak!” diyerek bizi hüzünlü bir
şekilde uğurladı. 
             Prof. Dr.
Ahmet Rasim Küçükusta, internet sitesinde: “Verem, türkülerimizde çok kullanılan
bir temadır. ‘Bahçalarda Mor Meni Türküsü’ bir Ermeni kıza âşık olan genci
anlatır. Genç hem aşkından verem olmuştur ve hem de sevdiğine ulaşamamıştır.
Aralarında bir de din sorunu vardır. Çare de ya Ermeni kızın Müslüman olması,
ya da gencin Ermeni olmasıdır. Ne güzel, ne dertli türküdür bu” der ve türkünün
doğru sözlerinin şöyle olduğunu yazar:
            Verem ettin sen beni,
            Ya sen İslam ol Ahcik,
            Ya ben olam Ermeni…(Yazı ve Fotoğraflar: Ayça-Süleyman Boyoğlu)
Hey hello,
YanıtlaSilYou speak english?
I have question about Gunebakan.
Please write me: ummagumma1980@hotmail.com
Böyle sanatçıların kıymetini bilelim
YanıtlaSil