5 Aralık 2017 Salı

ÖZGÜRLÜĞÜ ARAYAN KADIN...

                                              (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)
Bugün İstiklâl Caddesi’nde
O’nu gördüm
Biraz tereddütten sonra
Ardına düştüm
Yanına sokulmakta zorlandım;
Merhaba! Beni tanıdın mı, dedim
Siyah gözlüklerini saçına toka yaptı;
‘Hayır, tanımadım!’ dedi gülümseyerek…
Cesaretlendim;
Burada ne arıyorsun, dedim
‘Hiçççç,  dolaşıyorum’ dedi
Bir müddet ‘Duran Adam’ olduk
Halinden umursamaz ve umarsızdı
Ama hâlâ güzeldi
Mavi gözlerine, sarı saçlarına
Dalıp gittim…
Bana; ‘Sen ne yapıyorsun?’ dedi
Beklemediğim bir soruyla ayıldım;
Hiçççç, ben de dolaşıyordum, dedim
Çocuklarını sordum;
‘Hangi kocamdan olanları’, dedi
Şaşırdım…
‘Kaç evlilik yaptı ki!’ diye düşünürken devam etti;
‘Çok evlilik yaptım!’
Yanıt veremedim; dilim tutulmuştu
‘Sonuncusundan da ayrıldım; artık özgürüm’ dedi
İyice sokuldum
Sarılmak istedim.
Çok özlemiştim…
Tam 34 yıl olmuştu görmeyeli
Yürümeye başladık
Hem yürüyor hem konuşuyorduk
İstiklâl Caddesi’nde ne arıyordun, dedim
‘Özgürlüğü arıyordum’ dedi
Caddenin kalabalığını umursamadan
Yanaklarından öptüm
Tünel’e daha varmamıştık
Büyük bir binanın önündeki kara kalabalık
Beni ürküttü!
Bütün gözler üzerimizdeydi
Üstümüze yürüyeceklerini sandım
Daha sıkı sarıldım
Bir kez daha kaybetmek istemiyordum
Başım omzundayken fark ettim
Sırtı kalçasına kadar tül ile örtülüydü
Yüzü de bir mâh (ay) gibiydi
Kendinden emin, onları umursamaz tavrı
Siyah cübbeli,  çember sakallıların pis bakışlarını
Daha da üstümüze çekmeye yetiyordu
Ben ise onun kadar cesaretli değildim;
Karınlık bakışlarından korktum.
Bu karanlık bakışları nerede olsa tanırım;
Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta bilirim
Titrek sesle;
Korkmuyor musun, dedim
Alaylı bir tebessümle;
‘Kimlerden? Bunlardan mı?’ dedi
Kendimden utandım
Meydan okuyan sözlerinden cesaretlendim…
Devam etti;
‘Her Cumartesi Galatasaray Lisesi önündeyim’
Kendimi saflığa vurdum;
Sevgilini mi bekliyorsun, dedim.
Birden hiddetlendi;
‘Beni ne zannediyorsun!’ dedi
Kızma, seni anlamaya çalışıyorum, dedim
‘Hâlâ anlamadın mı? Ben de bir Ana’yım’ dedi
Göğüs kafesi inip kalkıyor, burnundan soluyordu;
‘Bu güruh beni oradaki eylemlerden çok iyi tanır’
Kollarımın arasından tam sıyrılacaktı ki
Daha sıkı sarıldım; defalarca özür diledim…
Kara kalabalık epeyce çoğaldı

Arkalarında coplu destek vardı
Korkum iyice arttı…
O’nun hâlâ umurunda bile değildi
Önlerinden çabuk geçelim dedim
‘Sen böyle değildin, çok korkak olmuşsun!’ dedi
Biraz öyle oldum, dedim
Sinirlendi… Kaşlarını çattı;
‘Biraz değil, tam bir korkaksın!’ diye gürledi
Görmüyor musun bakışlarını, dedim
 ‘Merak etme bunların üstesinden de yine biz kadınlar geleceğiz’ dedi
Nasıl olacak, dedim
‘Soyum Traklar’a dayanır, sevişmesini de biliriz, savaşmasını da’ dedi
Söyleyecek bir şey bulamadım…
Bir zamanlar keyifle yürüdüğü
Çok sevdiği İstiklâl Caddesi’nden Tünel’e
Oradan Karaköy vapur iskelesine indik
Kadıköy vapuru yanaşıyordu
İskelede gözlerimiz kapalı
Tam vedalaşıyorduk ki!
Vapur iskeleye çarptı…
Çırpınarak uyandım
Kan ter içinde kalmıştım
Gördüğüm bir rüyaydı
Tansiyon aleti başucumdaydı
Ölçtüm; yükseği 19, küçüğü 10,9
29’a bile çıksa, artık umurumda değildi
Özgürlüğü arayan kadını rüyada da olsa
Bir kez daha gördüm ya!
Süleyman Boyoğlu (9 Kasım  2017)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder