24 Aralık 2012 Pazartesi

KAVALALI AİLESİ...

                            Kavala’dan İstanbul’a Bir Beyaz Türk 
                                            Ailesinin Öyküsü
          Osmanlı'ya yakın bir Paşa baba, Cumhuriyet'e âşık bir oğul. Küçük yaşta belinde silah Yunanlılara karşı topraklarına sahip çıkan bir adam… Zeynep Emeç’in Hüseyin Kavalalı’nın üç kızının en küçüğü Nakime Çullu'nun gözünden yazdığı bu kitap, sizi tarihin karanlık dehlizlerinde macera dolu bir yolculuğa çıkaracak.
          Zeynep Emeç tarafından yazılan, Destek Yayınları arasında çıkan bu biyografik romanda, Kavalalı Ailesi’nin Kavala-İskenderiye, İskenderiye-İstanbul hattında geçen hikâyesi anlatılıyor…
          Kavala'nın önde gelen ailesine mensup, dönemin fabrikatörü Hüseyin Kavalalı, İstanbul'da tütün ticaretiyle uğraşıyordu. Atatürk'ün isteği üzerine milletvekili oldu, İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı yaptı, İş Bankası’nın ve dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı Mim Mim'in kurucuları arasında yer aldı... Tütün ticareti sayesinde hem ülkesine para kazandırdı, hem de tütün ticaretinin yurt dışına açılmasına liderlik etti. Hüseyin Kavalalı, son nefesini verene kadar vatanı için çalıştı.
         Hüseyin Kavalalı’nın üç kızının en küçüğü Nakime Çullu'nun gözünden yazılan bu kitap, sizi tarihin karanlık dehlizlerinde macera dolu bir yolculuğa çıkaracak… 
         Zeynep Emeç, kitabın yazılış hikâyesini şu sözlerle anlatıyor:
         “Soğuk bir kış akşamı tanıştım kitabın kahramanı, eşim Ali’nin anneannesi Nakime Çullu’yla. Krem rengi ipek gömleği, siyah kumaş eteği, arkadan toplanmış saçlarıyla kapıyı açtığında heyecandan kalbim yerinden çıkmak üzereydi. Sıcaklığıyla ve güler yüzüyle sakinleştim. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım sohbette Saraçhanebaşı’ndaki köşkün güzelliğini dinledim. O kadar güzel ve keyifli anılarla dolu bir hayattı ki, yaşadığı yıllarca dinlemeye doyamadım. O dönemde gazeteci olarak çalıştığım için bilgileri sadece beynime kaydetsem de bir süre sonra kâğıda dökmeye başladım. Eşimin yıllardır biriktirdiği fotoğraf ve belgeleri aklımdaki notlarla birleştirdim. İlk sayfalarda her cümlenin arkasından bakıp düşünsem de bir süre sonra klavye kendiliğinden yazmaya başladı. Kimi zaman yazdıklarıma hayran kaldım, kimi zaman da onlardan düşmanım gibi nefret ettim. Ama kelimelerle anlaşıp orta yolu bulduk. Ben sevdim ilk çocuğumu, umarım siz de seversiniz...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder