İşçi sınıfının bir parçası olan basın emekçilerinin yegâne sınıf örgütü Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 10 Temmuz'da 61'inci yaşına girdi.
TGS, bir meslek ve sınıf örgütü olarak, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki yasakların kaldırılması, sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılması, basın emekçilerinin ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarının geliştirilmesi için; siyasi iktidarların her türlü baskı ve tehditlerine karşın; yılmadan, korkmadan, boyun eğmeden, ilkeli ve mücadeleci politikalarından taviz vermeden yoluna devam etmektedir.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, bu mücadeleci anlayışla, Gezi Parkı'nda başlayıp tüm ülkeye yayılan ve her türlü otoriter politikaları reddederek toplumsal bir harekete dönüşen barışçıl gösterileri selamlamaktadır.
Medyanın halkın gerçek gündemi sansürlediği ve siyasi iktidarın propaganda aracı haline dönüştüğü bir ortamda, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın özgür ve bağımsız gazetecilik için verdiği örgütlü mücadelenin desteklenmesine ve büyütülmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Gezi Parkı direnişlerinde yaşananlar, medyanın içler acısı durumunu, siyasi iktidarın medya üzerindeki tahakkümünü, basın emekçilerinin gazetecilik yapmasını engelleyen sermaye-iktidar kıskacını turnusol kağıdı gibi ortaya çıkardı. Bir yanda siyasi iktidarın iki dudağı arasında yapılan niteliksiz ve yönlendirici yayıncılık, gazetecilerin nasıl haber yapacağına veya hangi gazetecinin işten atılacağına Başbakanın talimatıyla karar veren medya patronları, diğer yanda halkın barış ve özgürlük taleplerine yönelik polis şiddeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi.
Onlarca basın emekçisi, alanda görev yaparken polisin kullandığı gaz bombası, plastik mermi, tazyikli suyla yaralandı, polis tarafından darp edildi, hakarete uğradı, gözaltına alındı, görev yapması engellendi.
Başbakanın “destan yarattılar” dediği polisin, basın emekçilerini -çoğu zaman hedef alarak- yaralaması, darp etmesi, kameralarını, objektiflerini kırması, fotoğraflarını zorla silmesi, yerlerde sürükleyerek ve coplayarak gözaltına alması, Türkiye’de sistematik şekilde ihlal edilen basın ve ifade özgürlüğünün devlet eliyle açıkça ortadan kaldırılmak istendiğini bir kez daha ortaya koydu.
Bu zor koşullar altında, sadece halkı doğru bilgilendirmek ve halkın haber alma hakkının gereğini yerine getirmek amacıyla görevlerini yapan basın emekçileri, can güvenliğinden yoksun çalışmak zorunda kaldığı gibi yine iktidarın talimatları ile hareket eden medya patronları tarafından işten atıldı ya da istifa etmek zorunda bırakıldı. Sansür ve otosansür, dezenformasyon hiçbir dönemde olmadığı kadar yoğun biçimde kullanıldı. Basın emekçileri, medya patronları ile siyasi iktidar arasındaki bu kirli ittifakın sacayağı arasında bırakıldı.
Basın özgürlüğü mücadelesi için bedel ödeyen onlarca gazeteci cezaevlerinde tutukluyken, medya plazalarındaki gazeteciler de editoryal bağımsızlıkları ellerinden alınmak suretiyle özgürlükleri kısıtlananlar arasına eklendi.
Her türlü baskıya rağmen, Türkiye Gazeteciler Sendikası, bir sınıf ve meslek örgütü olarak, mücadeleci geleneğini, Gezi Parkı direnişleriyle ülkede yaratılan yeni enerjiyle bütünleştirerek daha ileri düzeylere taşıyabilecek iradeye ve güce sahiptir.
Bu anlayış doğrultusunda şube ve merkez kongrelerini tamamlama sürecinde olan Türkiye Gazeteciler Sendikası, genç ve dinamik yeni sendikal kadrolarıyla tam da Gezi Parkı direnişlerinin talep ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir dönüşümü kendi içinde gerçekleştirmektedir.
Bu vesileyle, TGS, kuruluşunun 61’inci yılında, tüm basın emekçilerini Sendikamız çatısı altında buluşmaya, basın ve ifade özgürlüğü mücadelesine katılmaya ve medya patronlarına karşı ortak direnişe çağırmaktadır.
Emeğin onuru sendikalı olmaktır.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI (TGS)
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI (TGS)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder