Bir zamanlar Mecidiyeköy dutlukmuş...
İnsanlar ailece bir dut ağacını kiralar, hem dutun gölgesinde piknik yapar hem de meyvesinden faydalanırmış... Bugün Mecidiyeköy'den Taksim'e yürüyerek giderken, Rum Mezarlığı'nın duvarının önünde bir kişinin ağacın üzerinde dutun dallarını salladığını, diğer kişilerin de yere bir naylon sererek silkelenen dutların naylonun üzerine düşmesini sağladığını gördüm. Sonra da başta yoldan geçenler olmak üzere dutu sallayanlar dökülen dutlardan afiyetçe yedi.
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)
Mecidiyeköy, (eğer layık olunursa ve gerçek kurbanlar kesilirse) otobüs duraklarının karşısında otopark, oto mezarlığı, çocuk parkı, üniversite hastanesi, çifte vatandaşlar vakfı, içine izmaritler atılabilen sigara bırakma havuzu, gene dev dut ağaçları ve sınır yolu boyu yapay gölü vb. ile Taksim'in en az dörtte üçü kadar büyük bir "meydan olursa", 1 mayıs gibi günlerde Taksim'de toplanan kalabalığın yağmurda bile, kenardaki apartmanların ilk katlarının ön kısımlarının sütunlarla desteklenip yıkılarak nasılsa yaklaşık beşer metrelerinin kaldırıma yaya trafiğine verilerek, yürüyerek gidip çarpık kentleşme örneklerinin yıkılarak, paralel yollarla da çekilmiş bulunan kent sınırlarında kır, fabrika,(yakınlaştırılacak)havaalanı vb. karşılaşıp piknik yapılacağı uluslararası,güzel bir yer olur.
YanıtlaSil"Serdar Sarı" Değer İskender
proje mühendisi