17 Aralık 2022 Cumartesi

ERGİN KONUKSEVER'İN ARDINDAN...

"Hazandan Önce Babıali" kitabımda anılarını anlatan usta gazeteci ve savaş muhabiri Ergin Konuksever, 17 Aralık 2022 tarihinde İstanbul'da yaşamını yitirdi. Konuksever'in anısına yukarıdaki fotoğrafları paylaştım.(Fotoğraflar: Ali Kılıç, Ergin Konuksever ve Süleyman Boyoğlu arşivi)

8 Aralık 2022 Perşembe

YABANCI SERMAYENİN TÜRKİYE'YE GELİŞİ...

 

        Demokrat Parti (DP) iktidarı, 1954 yılında yabancıların ülkemizde yapacakları sermaye yatırımlarına ilişkin bir kanun çıkarır. Bu kanuna göre iktisadi kalkınma hareketini besleyecek sermayelerin hariçten ülkemize getirilmesine izin verilir.

     Ankara’da 1954 yılında Güneş Matbaası’nda basılan “Yabancı Sermaye” adlı Demokrat Parti (DP) neşriyatında (yayınında), “Yabancı sermayenin teşvik edilmesi milli menfaatlere uygun mudur?” sorusu soruluyor ve şöyle deniliyor:

    “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 18 Ocak 1954 tarihli toplantısında, yabancılar tarafından memleketimizde yapılacak sermaye yatırımlarına dair bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanun, iktisadi kalkınma hareketini besleyecek sermayelerin hariçten getirilmesine müsaade etmektedir. Hariçten getirtilecek sermayeler para, alet, makine, malzeme veya ihtira beratı şeklinde olabilecektir. İstihsal bünyemizin inkişafına faideli olmak şartı ile; yabancı sermaye ile fabrikalar kurulmasına, nafıa işleri yapılmasına, maden işletmesine izin verilebilecektir.”

    Neşriyatta, hükümetin hangi iş sahalarını yabancı sermayelere açmayı uygun gördüğünü örneklerle açıkladığı da belirtilerek, şöyle deniliyor:

   “Şimdiye kadar 6 İngiliz, 4 Amerikan, 2 Hollanda, 2 İsveç, 1 Fransız, 1 Alman, 1 İtalyan, 1 Danimarka, 1 İsviçre ve 1 Lübnan şirketine yurdumuzda fabrika kurmak müsaadesi verilmiştir. İngilizler dikiş ipliği, gül yağı, lâstik, nebati yağ ve su saati fabrikaları ile yumurta dondurmağa mahsus tesisler kurmak üzer sermaye koymuşlardır. Danimarkalılar, İzmir’de yapılacak çimento fabrikasına ortak olmuşlardır. İsveçliler kimya tesisleri ve oksijen fabrikası kurmağa başlamışlardır. İsviçreliler madeni malzeme imal etmek üzere müsaade almışlardır. Almanlar konserve ve meyva suyu imal edeceklerdir. Amerikalılar D.D.T., sondaj makineleri, sülfrik asid ve ampul fabrikalarına sermaye yatırmışlardır. İtalyanlar çürük yumurtadan kristalize toz yapacaklardır. Hollandalılar nebati yağ ve tuvalet sabunu fabrikası inşa etmektedirler. Lübnanlılar reklam ve tenvirat işlerinde kullanılacak ışıklı cam boru fabrikası kuracaklardır. Ayrıca ilaç, gıda maddeleri fabrikaları kurmak üzere Amerikan, İsviçre, Belçika, Alman ve Suriye firmalarından teklifler gelmiştir. Girişilen teşebbüslerin hemen hepsi Türk firmaları ile müşterektir.”

    Yabancı sermayenin teşvik görmesinden fayda sağlanacağını düşünen siyasi şahsiyetlerin ve iş adamlarının neşriyatta; “Dâhilde kurulacak fabrikalar sayesinde memleketimizin yeni ve modern tesisler kazanacağı, milyonlarca liralık döviz tasarruf edileceği, binlerce vatandaşa iş ve kazanç sahaları açılacağı, işçi ücretlerinin dolgunlaşacağı ve bir kısım yerli mahsullerin kıymetleneceğini” söyledikleri de vurgulanıyor. Neşriyatta şöyle devam ediliyor:

   “İktisadi hayatı bedava fiil tanımadığına göre, memleketimize sermaye getirenlerin karşılığında bir kazanç beklemeleri kadar tabii bir şey olamaz. Ancak unutmamak lazımdır ki, ihtiyaç duyduğumuz sınai maddeleri hariçten satın aldığımız zaman da, bizimle ticaret yapan firmalar kârsız mal vermemektedirler. Gümrüklerden giren her eşyanın bedeline ecnebi fabrikatörlerin ve tacirlerin kârı, ecnebi gemilerinin navlunu, ecnebi sigorta şirketlerinin primleri, ecnebi işçilerin ücreti, ecnebi menşeli ham maddelerin bedeli ve ecnebi bir devletin vergileri dâhildir. Aynı mal yabancı sermaye ile Türkiye’de yapılacak olursa, işçi ücretleri, sigorta ve navlun masrafları, ham madde bedeli ve ticaret kârı memlekette kalacaktır.” 

    Bu günlerde de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, olası iktidarlarında başta ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere batı ülkelerini Türkiye'ye yatırım yapmaya çağırıyor, bu ülkeleri ziyaret ediyor. Batı'nın Kılıçdaroğlu'nun bu davetine olumlu yanıt verip vermeyeceklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz... 

(Süleyman Boyoğlu)