12 Temmuz 2013 Cuma

GAZETECİLER YÜRÜTÜLMEDİ...

                                         
                         
                         
Gazeteciler Forumu'nun çağrısı üzerine bu akşam saat:19.00'da İstiklâl Caddesi'nde Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen gazetecileri polis yürütmedi. Gazeteciler, Gezi Parkı direnişi sırasında basın mensuplarına uygulanan baskı, şiddet, tutuklama, sansür ve oto sansürü kınamak için bir araya geldi. Taksim'e yürümek isteyen gazetecilerin önü çevik kuvvet polisleri ve iki TOMA'yla kesildi ve yürümelerine izin verilmedi. Gazetecilerin eylemine CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de destek verdi. Gazeteciler polisin izin vermemesini bir süre yere oturarak protesto ettiler. 
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)

ŞİMDİ DURMUYOR...

                              "Duran Adam" Erdem Gündüz bugün İstiklâl Caddesi'ndeydi...
                                         (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

KESK'Lİ TUTUKLULAR İÇİN...

                                              (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

GEZİ PARKI ŞEHİTLERİ...

                                              (Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)

TGS 61 YAŞINDA...


 İşçi sınıfının bir parçası olan basın emekçilerinin yegâne sınıf örgütü Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 10 Temmuz'da 61'inci yaşına girdi.
TGS, bir meslek ve sınıf örgütü olarak, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki yasakların kaldırılması, sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılması, basın emekçilerinin ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarının geliştirilmesi için; siyasi iktidarların her türlü baskı ve tehditlerine karşın; yılmadan, korkmadan, boyun eğmeden, ilkeli ve mücadeleci politikalarından taviz vermeden yoluna devam etmektedir.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, bu mücadeleci anlayışla, Gezi Parkı'nda başlayıp tüm ülkeye yayılan ve her türlü otoriter politikaları reddederek toplumsal bir harekete dönüşen barışçıl gösterileri selamlamaktadır.
Medyanın halkın gerçek gündemi sansürlediği ve siyasi iktidarın propaganda aracı haline dönüştüğü bir ortamda, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın özgür ve bağımsız gazetecilik için verdiği örgütlü mücadelenin desteklenmesine ve büyütülmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Gezi Parkı direnişlerinde yaşananlar, medyanın içler acısı durumunu, siyasi iktidarın medya üzerindeki tahakkümünü, basın emekçilerinin gazetecilik yapmasını engelleyen sermaye-iktidar kıskacını turnusol kağıdı gibi ortaya çıkardı. Bir yanda siyasi iktidarın iki dudağı arasında yapılan niteliksiz ve yönlendirici yayıncılık, gazetecilerin nasıl haber yapacağına veya hangi gazetecinin işten atılacağına Başbakanın talimatıyla karar veren medya patronları, diğer yanda halkın barış ve özgürlük taleplerine yönelik polis şiddeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi.
Onlarca basın emekçisi, alanda görev yaparken polisin kullandığı gaz bombası, plastik mermi, tazyikli suyla yaralandı, polis tarafından darp edildi, hakarete uğradı, gözaltına alındı, görev yapması engellendi.
Başbakanın “destan yarattılar” dediği polisin, basın emekçilerini -çoğu zaman hedef alarak- yaralaması, darp etmesi, kameralarını, objektiflerini kırması, fotoğraflarını zorla silmesi, yerlerde sürükleyerek ve coplayarak gözaltına alması, Türkiye’de sistematik şekilde ihlal edilen basın ve ifade özgürlüğünün devlet eliyle açıkça ortadan kaldırılmak istendiğini bir kez daha ortaya koydu.
Bu zor koşullar altında, sadece halkı doğru bilgilendirmek ve halkın haber alma hakkının gereğini yerine getirmek amacıyla görevlerini yapan basın emekçileri, can güvenliğinden yoksun çalışmak zorunda kaldığı gibi yine iktidarın talimatları ile hareket eden medya patronları tarafından işten atıldı ya da istifa etmek zorunda bırakıldı. Sansür ve otosansür, dezenformasyon hiçbir dönemde olmadığı kadar yoğun biçimde kullanıldı. Basın emekçileri, medya patronları ile siyasi iktidar arasındaki bu kirli ittifakın sacayağı arasında bırakıldı.
Basın özgürlüğü mücadelesi için bedel ödeyen onlarca gazeteci cezaevlerinde tutukluyken, medya plazalarındaki gazeteciler de editoryal bağımsızlıkları ellerinden alınmak suretiyle özgürlükleri kısıtlananlar arasına eklendi.
Her türlü baskıya rağmen, Türkiye Gazeteciler Sendikası, bir sınıf ve meslek örgütü olarak, mücadeleci geleneğini, Gezi Parkı direnişleriyle ülkede yaratılan yeni enerjiyle bütünleştirerek daha ileri düzeylere taşıyabilecek iradeye ve güce sahiptir.
Bu anlayış doğrultusunda şube ve merkez kongrelerini tamamlama sürecinde olan Türkiye Gazeteciler Sendikası, genç ve dinamik yeni sendikal kadrolarıyla tam da Gezi Parkı direnişlerinin talep ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir dönüşümü kendi içinde gerçekleştirmektedir.
Bu vesileyle, TGS, kuruluşunun 61’inci yılında, tüm basın emekçilerini Sendikamız çatısı altında buluşmaya, basın ve ifade özgürlüğü mücadelesine katılmaya ve medya patronlarına karşı ortak direnişe çağırmaktadır.
Emeğin onuru sendikalı olmaktır. 
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI (TGS)

10 Temmuz 2013 Çarşamba

ÂŞIK VEYSEL VE DİNLEYİCİLERİ!..

                                                 (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

GÜLHANE PARKI'NDA ÇOCUK OLMAK...

                                                (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

9 Temmuz 2013 Salı

"TAKSİM ŞEHİTLERİ PARKI"...



                                             (Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)

İFTAR TOPU SULTANAHMET MEYDANI'NDA...





                                       

Selimiye Kışlası'ndan bir cemsenin arkasına takılarak getirilen tarihi top, Sultanahmet Meydanı'nda restorasyonu devam eden Alman Çeşmesi'nin yanına kuruldu. Ramazan ayının ilk gününde patlatılacak iftar topu aracı daha çok turistlerin ilgisini çekti. 
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)                                       


7 Temmuz 2013 Pazar

TGS: TOTALİTER POLİTİKALARDAN KAYGILIYIZ"


Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), "İstanbul'da polis şiddeti bir kez daha temel hak ve özgürlüklerin kullanımını engellemek için kullanıldı" dedi.
TGS'den yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Barışçıl gösterileri izleyen çok sayıda gazeteci de polis saldırılarının hedefi haline geldi. Dünkü olaylar sırasında isimleri belirlenebilen en az 13 gazeteci polis coplarıyla, plastik mermi ve biber gazı fişekleriyle yaralandılar.  80'den fazla yurttaşın yanı sıra Aydınlık gazetesinden Beste Gül Öneren ve Selçuk Özmen gözaltına alındı.
Görevini yapan gazetecilere ve barışçıl taleplerini ifade etme hakkını kullanan halka yönelik bu polis şiddetini kınıyoruz.
Yaralanan meslektaşlarımıza ve yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Gözaltındaki meslektaşlarımızın ve tüm yurttaşların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
İstanbul Valisi, siyasi iktidardan aldığı cesaretle; polisin, halkın ve gazetecilerin üzerine saldırması talimatını hayata geçirerek, bir kez daha Anayasal suç işlemiştir.
Halkın demokrasi ve özgürlük taleplerini dikkate almayan siyasi iktidarı ve mülki idare amirlerini, bu şiddet ortamına yol açmalarından dolayı protesto ediyoruz.
Başbakanı, işlediği insanlık suçlarından dolayı tarihe ve uluslararası camiaya bir kez daha şikayet ediyoruz.
Barışçıl gösterilere müdahale gerekçesiyle adeta halka savaş açmayı göze alan bu totaliter zihniyetin başvurduğu tehlikeli politikalar, ülkemizin geleceği açısından duyduğumuz kaygıları daha da artırmaktadır.
Devletin yönetim kademelerindeki tüm sorumluları, parlamentoyu ve yargı organlarını, siyasi iktidarın bu şiddet yanlısı politikalarına son verilmesi için yasal yetkilerini kullanmaya ve bir an önce harekete geçmeye çağırıyoruz.
Basın emekçilerine yönelik her türlü müdahale, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına bir saldırıdır. Bir ülkede, basın ve ifade özgürlüğü teminat altına alınmadan toplumun özgür olabilmesi de mümkün değildir. Gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilebilmesi için, basın özgürlüğü için direnen ve bedel ödeyen meslektaşlarımızla halkımızın dayanışması ve birlikte mücadelesi önemlidir.
Bu nedenle, dün gözaltına alınan meslektaşlarımızın ve yurttaşların serbest bırakılması talebiyle 8 Temmuz Pazartesi günü saat 11.00'de Çağlayan Adliyesi önünde TGS İstanbul Şubesi tarafından yapılacak basın açıklamasına tüm gazetecileri ve halkımızı davet ediyoruz."

TGS'nin açıklamasına göre Aydınlık gazetesinden Beste Gül Öneren ve Selçuk Özmen gözaltına alındı. İsimleri belirlenen yaralı gazeteciler ise şunlar:
1) Onur Erem (BirGün gazetesi muhabiri) basın kartını göstermesine rağmen polis tarafından coplandı. Onur Erem, bir günlük işgöremez raporu aldı.
2) Evrim Kurdoğlu (Serbest gazeteci) polisler tarafından coplandı.
3) Eda Sönmez (Sözcü gazetesi muhabiri) gaz bombası nedeniyle geçici körlük yaşadı.
4) Özcan Yaman (Evrensel gazetesi yazarı ve foto muhabiri) biber gazı fişeği ile çenesinden yaralandı.
5) Yunus Dalgıç (Milliyet gazetesi foto muhabiri) TOMA’nın önüne fırlatıldı, yaralandı ve objektifi kırıldı.
6) Arif Balkan (Milliyet gazetesi muhabiri) plastik mermiyle yaralandı.
7) Tuğçe Tatari (Akşam gazetesinden işten atılan gazeteci) polis tarafından yere atıldı, tartaklandı ve hakaret edildi.
8) Makbule Cengiz (Halk TV muhabiri) polis tarafından tartaklandı, kolunda morluklar meydana geldi.
9) Şengül Derin (Ulusal Kanal kameramanı) plastik mermiyle bacağından yaralandı.
10) Dilem Taştan (soL Gazetesi muhabiri) plastik mermiyle bacağından yaralandı.
11) Barış Yarkadaş (Gerçek Gündem haber portalı Genel Yayın Yönetmeni) boyalı plastik mermiyle vuruldu.
12) Elif Akgül (Bianet muhabiri) boyalı plastik mermiyle vuruldu.
13) Gökhan Biçici (IMC TV program yapımcısı) boyalı plastik mermiyle vuruldu.

GAZDANADAM FESTİVALİ...

                                                                                   
                          





"1. Gazdanadam Festivali" bugün Kadıköy meydanında on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Festivale katılanlar sık sık "Her yer Taksim her yer direniş", "Zıpla Zıpla Zıplamazsan Tayyipsin", "Hükümet İstifa" sloğanı attılar. Bu arada bir Toma maketi alanda dolaştırıldı, temsili olarak su sıktırıldı. Boğaziçi Üniversitesi Caz Korosu "Çapulcu musun vay vay, eylemci misin vay vay" şarkısını seslendirdi. Festivale çok sayıda sanatçı destek verdi. 
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu) 

4 Temmuz 2013 Perşembe

"PİR SULTAN ABDAL-BANAZLI KOCA HAYDAR" OYUNU...

         Anadolu Meydan Sahnesi'nin "Pir Sultan Abdal-Banazlı Koca Haydar" adlı oyunu 4 Temmuz Perşembe akşamı Ataşehir Zübeyde Hanım Öğretmenevi Konferans Salonu'nda sahnelendi. Oyun, "Çapulcu", "Ananı da Al Git" ve "Yan Gelip Yatmak Yok" gibi söylemlerle güncelleştirildi. 
       Oyunu Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile çok sayıda davetli izledi. Büyük ilgi gören ve alkış alan oyunun sonunda seyirciler, "Her Yer Taksim Her Yer Direniş" sloganı attı. 
       Aytekin Özen'in yazıp yönettiği, şiirleri Müşfik Kenter'in seslendirdiği, türkü yorumlarını ve müzik direktörlüğünü Leyla Ünver'in (oyunda da 'Destan Ana' rolünü üstlenen) yaptığı, ışık-efekt tasarımı Bora Nakipoğlu'na ait olan oyuna Ali Turgut, Yol Kulu ve Mehmet Yalçın da sazlarıyla katıldı. Oyunda yer alan oyuncular şunlar: 
       Tolga Savacı, Ahmet Demir, Ömer Yıldırım, Sevgi Demirci, Bahar Hacıbektaşoğlu, Kevork Taşkıran, Erdoğan Karlı, Burak Akgün, Faruk Sağlam, Volkan Gemici, Okan Vardar,  Kadir Hasman, Hüseyin Durak, Sercan Yener. 
       Konuk sanatçı ise Alper Kut.
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)

2 Temmuz 2013 Salı

METROBÜS'TEN BEYLERBEYİ SAHASI...

                                              (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

HALİÇ'İN KÖPRÜLERİ...

                          
                                  Eski Galata Köprüsü, Unkapanı Köprüsü ve Yeni Metro
                                    Köprüsü'ne Haliç Köprüsü'nden bakış...
                                       (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)

TOPKAPI SARAYI VE GÖKDELENLER...

                                               (Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)