1940’lı
yıllarda savaş kapımızdaydı; Almanya diktatörü Hitler, Türkiye’ye ha saldırdı
ha saldıracak endişesi vardı. O nedenle hükümet, yurdun her yerinde temel gıda maddelerinin
tüketiminde bazı önlemler aldı. Bu temel tüketim maddelerinin başında da buğday
ve un geliyordu. Bunların yanında şeker, kumaş gibi ürünler de karneyle
veriliyordu.
“Oğlum, şimdi böyle konuşman iyi de o
yıllar biz can derdindeydik. Savaş kapımızdaydı. ‘Almanlar Türkiye’ye de ha
saldırdı ha saldıracak, İstanbul elimizden gidecek, bizler de tekrar
memleketimize geri döneceğiz’ endişesini ve korkusunu taşıyorduk.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Konya başta
olmak üzere yurdun her tarafında, “Ekmek Kartı” (Ekmek Karnesi) ile ekmek
satışı uygulaması 1942 yılının Ocak ayında başlatıldı. 1946 yılının 9 Eylül Pazartesi
sabahından itibaren de sonlandırıldı.
Ankara Ticaret Bakanlığı’na dayandırılan
haberde şunlar yazıyordu:
“1- Ankara, İstanbul ve İzmir
şehirlerinde karne ile ekmek satışı usulü 9 Eylül pazartesi günü sabahından
itibaren kaldırılmıştır. Bu üç şehirde de diğer yerlerde olduğu gibi, ekmek
satışı miktar tahdidi olmaksızın, karnesiz ve serbestçe yapılacaktır.
2- Bazı hububat ve unların devlet kara
ve deniz nakil vasıtalarıyla taşınması ve Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerine
sokulması yasağının kaldırılması maksadıyla yapılmakta olan hazırlıklar
tamamlanmak üzeredir. Bu yasaklar en geç Eylül ayı sonunda ayrıca yapılacak
tebliğle kaldırılacaktır.
Şu kadar ki, hububat her şeyden önce
esas gıda maddemizi teşkil ettiğinden, memleket ihtiyacına göre titizlikle
ayarlanması gereken ihracatının, müstahsili koruyan fiyatlarla hububat almakta
olan Toprak Mahsulleri Ofisi’ne yaptırılması yolundaki karar muhafaza
edilmektedir.”
Ankara, İstanbul, Konya ve İzmir
şehirlerindeki mütekait (emekli), dul ve yetimlere mahsus tevziat kartında, şu
şartlar önemle belirtiliyor:
“1- Şeker ve diğer tevziat maddeleri
alırken bu kartın bütün olarak gösterilmesi ve her tevziatın ait kuponunun
satıcı tarafından kesilmesi lazımdır.
2- Bu kartı kaybedenlere yenisi
verilmez.
3- Tahrif ve taklidi Milli Korunma
Kanununun tayin ettiği cezayı müstelzimdir.
4-Mühürsüz, numarasız olanlarla
gününde kullanılmayan kuponlar geçmez.
5- Ziyanından dolayı tekrar tevzi
zamanına kadar yenisi verilmez.”
Not: Büyüklere, çocuklara, dul ve yetimlere, emeklilere, devlet memurlarına, mebuslara mahsus ekmek ve kumaş karnelerinden örnekleri tarihçi-yazar Orhan Koloğlu'nun arşivinden..
(Süleyman Boyoğlu)
Kaleminize sağlık değerli dost.
YanıtlaSil