25 Temmuz 2012 Çarşamba

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ...

                                                 Sürekli basın kartı alanlardan bazılarına TGC ve Basın Senatosu
                                                        önceki başkanlarından Nail Güreli plaketlerini verdi.           
                                                                                
        Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla her yıl verdiği "Basın Özgürlüğü Ödülleri" dün akşam Taksim'deki The Marmara Oteli'nde düzenlenen törenle verildi. 2012 Basın Özgürlüğü ödülü kişi dalında, basın özgürlüğü konusunda yaptığı çalışmaları, bu konudaki örgütlü mücadeleyi geliştirmeye yönelik katkıları, sürece ulusal ve uluslararası mesleki destekleri katmayı başarabilmesi nedeniyle Ferai Tınç'a verildi.
      Basın Özgürlüğü Ödülü Büyük Seçici Kurulu ayrıca, sayıları 100'e yaklaşan tutuklu gazeteciler adına da 2012 Basın Özgürlüğü Ödülü'nün bu yıl kurum dalında gazeteciler ve yayıncılar üzerindeki baskıları sürekli dile getirmesi, düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde raporlar hazırlayarak kamuoyunun aydınlatması nedeniyle Türkiye Yayıncılar Birliği'ne verildi.
      Törende konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, sansürün kaldırılışının 104. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Sansürün varlığından söz etmek zorunda kalışımız utanılacak bir durumda olduğumuzu da sergiliyor" dedi.
       Ödülünü Orhan Erinç'in elinden alan Ferai Tınç, Türkiye'nin uluslararası kurumlarda basın özgürlüğü konusunda sürekli uyarılır hale geldiğini söyledi.
       Tutuklu Gazeteciler adına Basın Özgürlüğü Ödülü'nü Bedri Adanır ile paylaşan Birgün gazetesi muhabiri Zeynep Kuray'ın ablası Sema Kuray ise kardeşinin sadece yazı yazdığı için hapiste olduğuna dikkat çekerek, "Onun içeride olması ailemi çok üzüyor, ancak onu o duvarlar durduramayacak" diye konuştu.
     Öte yandan, sürekli basın kartı almayı hak kazananlara da TGC birer tane plaket verdi.
     The Marmara Oteli'ndeki törenden sonra TRT muhabiri Gürcan Arıtürk, oğlu Memed, ben ve kardeşim Hüseyin, Taksim'den Harbiye'ye kadar yürüdük. Hoplata zıplata götürdüğümüz yaramaz-sevimli Memed, yorulunca yol boyunca tekmelediği babası omzuna almak zorunda kaldı.
(Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder