(Fotoğraf: Süleyman Boyoğlu)
Bülent
Ecevit Zincirbozan’dan döndükten birkaç gün sonra Gönen’e geldi. O sıralar ben
Günaydın gazetesinin “Denizkent Tatil Köyü”nün müdürüydüm. Denizkent’in yanında
emekli bir öğretmen olan Sezai Bey, on odalı bir pansiyon çalıştırıyordu.
Bülent
Ecevit’in birkaç gün dinlenmek için Sezai Bey’in mütevazi bir yeri olan
pansiyonuna geldiği haberini aldım. Hemen Sezai Bey’in pansiyonuna gittim. Kaldıkları
yer küçük bir odaydı. Odanın ortasında küçük bir masa dikkatimi çekti. Yanında
eşi Rahşan Hanım da vardı. Kendimi tanıttım ve kendisini Günaydın gazetesinin
işlettiği Denizkent Tatil Köyü’ne yemeğe davet ettim. Teşekkür ederek yemek
davetimi kabul etmedi.
Aklıma çok
sevdiği çay geldi. ‘Sizi yemeğe değil, çay içmeye davet ediyorum’ dedim. Bunun
üzerine “Sizi rahatsız etmeyeyim” dedi. Ben de ‘Hayır efendim, arkadaşlarım da
sizi görmekten mutlu olacaklar’ dedim. Böyle söyleyince “Tamam” dedi. Ve ertesi
gün akşam saat 17.oo gibi eşi Rahşan Hanım’la birlikte Denizkent’e geldiler. Havuz
başında uzun bir masa hazırlatmıştım. Çay eşliğinde pasta ve kurabiyelerden
ikram ettim…
Denizkent’te
Günaydın gazetesinden arkadaşlarım geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra,
bir süre sohbet ettik. Ama sohbette siyaset konuşulmadı.
Ecevit ve
eşi Rahşan Hanım, Sezai Bey’in pansiyonunda üç dört gün kaldıktan sonra
Gönen’den çok mutlu ayrıldılar. Çünkü Zincirbozan’daki “gözetim altından” sonra
ilk kez mütevazi bir tatil yapıyorlardı…
(Süleyman Boyoğlu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder