Babaannemin bacısı Nazile (Hanım) teyzemi toprağa vermek
için 18 Mayıs Perşembe günü Erzincan-Refahiye Pusans (Yazıgediği) köyüne, İstanbul
Büyükşehir ve Maltepe Belediyesi’nin sağladığı iki otobüsle gittik. Otobüslerin
mola verdikleri bazı tesislerin berbat yemekleri dışında, şoförlerin hatasız
kullanımları neticesinde sorunsuz bir yolculuk yaptık.
Düzce’den itibaren yağmur bize eşlik etti; hem de ne eşlik
ta Suşehri’ne kadar. Benim içinde bulunduğum İstanbul Büyükşehir Belediyesi
otobüsündeki çocuklardan bazıları ilk defa köylerini görecek olmalarından
dolayı sık sık büyüklerine; “Daha çok var mı” diye soruyorlardı. Çocuklar gibi
büyükler de saat kaçta Refahiye’de olacakları konusunda tahmin yapıp
duruyorlardı.
Refahiye girişinde “Refahiye: Nüfus 4 bin” tabelasını
görünce gözlerime inanamadım. Daha önceki gidişlerimde bu rakamın 6 bin 500
olduğunu anımsadım.
Otobüstekilere sordum:
- Ben mi yanlış hatırlıyorum?
- Yok… Yok… Doğru hatırlıyorsun. Nüfus her geçen gün
azalıyor. Burada biraz para kazanan esnaf zaten hiç durmuyor. Yurttaşlar da
çocuklarına daha iyi bir gelecek kurmak için büyük şehirlere göç ediyorlar.
- Peki burada yüksek okul falan açıldı. Nüfus artışına
hiçbir katkısı olmadı mı?
- Katkısı olsaydı nüfus hiç azalır mıydı? diye karşı bir
soruyla yanıt verdiler.
Refahiye’ye vardığımızda sabahın erken bir saatiydi. Yeni
yapılan hükümet konağı, ana yollar ve eski hükümet konağı yerine yapılan park
dışında, çarşıda göze çarpan önemli bir gelişme göremedim. Oysa daha önceki
gidişlerimde hele de Perşembe günleri, yani pazarın kurulu olduğu günler, ilçe
ana-baba günü olurdu.
Ne diyeyim! İnşallah gözlemlerim beni yanıltır; ilçemiz eski hareketli günlerine kavuşur.
Şimdi sizleri babaannemin de köyü olan Pusans’ta çektiğim
fotoğraflarımla baş başa bırakıyorum…
(Yazı ve fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)
herşey burada fotograflarda göründüğü gibi yalın olsa
YanıtlaSil