Girince emperyalistler dar boğaza
Geldi masum gençler boğaz
boğaza…
Patlatırken dev gemiler bombaları,
Ağlatmaya başlamıştı ana
babaları…
Şehadet şerbeti içiliyordu siperlerde
Rehavet hakimdi gururlu
siperlerde…
Denizde zırhlılar ileriye süzülüyordu,
Karada şehit olmayanlar
üzülüyordu…
Tükenirken kısıtlı cephane ve umutlar,
Yaklaşıyordu Nusrat’ın ektiği
barutlar…
Parçalarken mayınlar çelik gövdeleri,
Doluyordu ilk günden uzun
vadeleri…
Bitirdi işi, Mehmet’in birkaç top atışı,
Şaşkınlık yarattı devlerin
bir bir batışı…
Gömülürken körpecik vücutlar derine,
Başlamıştı bozgun, erken
zafer yerine…
“Çanakkale Geçilmez” sözüyle
irkildiler…
Bir tarafta Seyit Onbaşı’nın güllesi,
Bir tarafta Churchill’in
giden kellesi…
Kelleyi kurtarmak için, savaşta inat ettiler,
On ay sonra Mustafa Kemal’e
biat ettiler…
(Dr. Salih ÇELİK)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder