Ülkü Acar, sahip
olduğu bin metre karelik bir alanın bir bölümünü ev, büyük bir bölümünü de
“Sanat Bahçesi-Galerisi” olarak kullanıyor.
Ülkü Bey, Zeytinli’ye ne zaman geldiniz?
- 1999 yılında
geldim. 15 yıldır da bu gördüğünüz yerdeyim. Burası kendi mülküm. Yöreyi
seviyorum, insanları seviyorum, her gün onlarla iç içeyim, artık Zeytinlili
olduk.
Sizi buraya
getiren sebep neydi?
- Kültürel ve
sanatsal faaliyetlerin belli merkezlerde toplanmasına hep karşıydım. Hani hep
diyoruz ya; kültürü, sanatı biz insanlara götürmüyoruz. “Sanat için sanatı” bir
tarafa koyuyorum, ama “Toplum için sanattan yana” isek toplum içinde olmalıyız.
Ben toplum için sanattan yanayım. Bu ana fikirden yola çıktım.
Üç yıldır bahçemi
bir takım sanatsal ve kültürel faaliyetlere açtım. Şu anda bir sergi var. Yağlı
boya sergisi; karma sergi. Daha sonra bu kişisel sergilere dönüşüyor. Yılda beş
sergi yapıyoruz. Haziran’ın ortalarında başlıyor. Her 15 günde bir açılış
oluyor. Bu böyle böyle devam ediyor.
İlgi nasıl?
- Doğal bir ortamda
sanatı insanlarla buluşturmak insanlara daha sıcak geliyor ve rahat
gezebiliyorlar. Bir galerideki rahatsızlık burada yok. Buraya gelen insanlar
ağaçların ve çiçeklerin arasında bir takım resimleri, objeleri görüyorlar.
Büyük keyif alıyorlar. Bayağı da ilgi görüyor.
Burayla ilgili başka ne gibi projeleriniz var?
- İleriye dönük
projelerim var. İç bölümde bir sanat galerisi, yani biraz daha sanatın ağır
bastığı, objelerin olduğu bir mekân yaratmak istiyorum. Şimdi kışlık ve yazlık bölümlerin
her ikisini de kullanıyoruz. Buradan ticari amaç birinci derecede yok. Buradan
çok para kazanayım diye bir hedefim de yok. Daha doğrusu böyle bir becerim de
yok. Tüm gayretim burası kendisini döndürsün. İnsanlar buraya geldiğinde
karşılığında her hangi bir ücret ödemiyorlar. O yüzden her açılış burada büyük
bir keyiftir. Burası gece 10’na kadar açıktır. Ben mutluyum, gelenler de mutlu…Ama tüm bunlar yeterli mi tabii ki hayır… Ben kendim
yetersiz buluyorum. Her gün her an güzel tesadüflerle bir şeyler kazanıyor ve
yakalıyorsunuz.
Yöre insanları ile
ilgili neler söyleyeceksiniz?
- Burada çok güzel
kültürler var. Yörük, Türkmen, Pomak kültürü var. Ama vitrinde onları
göremiyoruz. Onlara burada günler tahsis etmek istiyorum. Edremit Belediyesi
ile bu konuda fikir alışverişindeyiz.
Resim atölyeniz
bir tane mi?
- Benim iki tane
resim atölyem var. Bir tanesi burada, bir tanesi de Burhaniye’de. Burada
gördüğünüz yağlı boya resimler benim atölyeme gelen öğrencilerimin resimleri. Sadece
resim dersi veriyorum, bir de rölyef çalışması yapıyorum. Benim öğrencilerimin
çoğu kadın. Ahşap sert bir malzemedir. Kadının ellerine pek gelmiyor, güç
istiyor. Gömeç’ten, Güre’den, Edremit’ten öğrencilerim var. Çoğunluk emekli
olmuş kadınlar. Burhaniye’deki atölyem 18 yıllık. Buraya da 15 yıldır gelen
öğrencilerim var. Yöreye ilk geldiğimde böyle bir şey söz konusu değildi.
Zeytinli’ye ilk
geldiğinizde belediye miydi?
- Evet. 1999 yılının
Mayıs ayında geldiğimde burası belediye idi. O zaman belediye Başkanı Şadan
Aytaç’tı. Buraya idealist olarak geldim. Buraya gelmemin ana nedeni oydu. O zaman belediye başkanlarının çoğu beni
tanıyordu, “bize gel” dediler. Ben burayı tercih ettim. O sıralar Zeytinli Kültür Şenliği’nin
ikincisinin hazırlıkları yapılıyordu; festival komitesine katıldım. O zamanlar
Zeytinli sosyal değildi, şimdi daha sosyal oldu. O kadar yaygın kahvaltı
yerleri, ören yerleri turları yoktu. Sonra gelişti. Hatta son beş yıldır çok
hızlı gidiyor. Sonra “Zeytinli Rock
Festivali” düzenlendi o festival komitesinde de yer aldım. Her yıl Rock
Festivali’ne binlerce insan geliyor. Çok profesyonel bir festival oldu. O zaman
sponsor bulamıyorduk, şimdi bir sürü sponsor var. Güzel bir şey tabi… Bir
öğretmen emeklisi olan Şadan Bey’in buranın tanıtımına çok büyük katkısı oldu.
Ülkü Acar'ın bahçesindeki birbirinden harika sanat eserlerinin yanı sıra, aynı zamanda ev olarak kullandığı mekanında da güzel eserlerini ve topladığı antikalarını hem hayranlıkla inceledim, hem de fotoğrafladım.
(Yazı ve Fotoğraflar: Süleyman Boyoğlu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder