OĞLUM MEHMET'TEN...
Gürcan Arıtürk
4 yaşındaki oğlum Mehmet Arıtürk, evde, mutfak masasında resim yaparken kalemini düşürdü, bana "baba kalemi alır mısın" dedi. Sinirlendim, "niye sen almıyorsun" diye kızdım. Aldığım cevap: "Ama baba ben sanatçıyım eğilemem ki" (Sanatçıya saygı duymayanlar çocuk kadar olamıyorlar)
Sabırsız bir kişiyim. Bir gün bilgisayarda bir şeylere bakmak istiyorum, yine sabırsızlanıyorum. Benim sabırsızlığımı gören oğlum Mehmet bana şöyle seslendi: "Bekle baba yükleniyor" (Benim çocukluğumda bilgisayar yoktu ama bir hamalın yüklenmesini bile daha geç yaşta söylemişimdir, böylesine doğallıkla)
Oğlum Mehmet Barcelona'daki bir trende bir İspanyolun ayağına çarptı. Hemen "I'm sorry, I'm baby" dedi. Amerika'da da kendisine teşekkür edenlere "no problem" diyordu. (İngilizceyi öğrenmeyi yurtdışındaki çocuk parklarında yabancı çocuklarla oynamak için çok istiyor, tabii onların arabalarını-oyuncaklarını istemek için de)
Mehmet'in beraber oynadığı akranı-arkadaşı Deniz çocuk parkında düştü. Mehmet, yaklaşık 100 metre koşarak geldiği bize "Büyük bir problemimiz var" diyerek Deniz'in düştüğünü bildirdi. (Mehmet, arkadaşına yardım etmek yerine düştüğünü söylemeyi tercih etti. Çoğu büyük de öyle yapmıyor mu yardım etmiyor, söylüyor, hatta söyleniyor)
Mehmet'e göre sigara içenler bile bile ölmek istiyor. (Bence de sigara içenler kendilerini bile düşünmüyorsa başkasını nasıl düşünsün, sigara içenler bencil bile değil, hiçcil)
Oğlum bana kızdığında da bazen aynen şöyle diyor: "Pis baba, sen yıkansan bile temizlenemezsin!" (Umarım onlar büyüdüğünde onların gözünde aklanırız!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder