9 Aralık 2011 Cuma

USTA KARİKATÜRCÜLER ARASINDA BİR GÜN…

Süleyman BOYOĞLU
(TGC Basın Senatosu Sekreteri-TGC Gazetecilik
 Başarı Ödülleri Ön Seçici Kurul Koordinatörü)

        Karikatürcüler Derneği önceki başkanlarından Raşit Yakalı üstadımız, 8 Aralık Perşembe günü saat 13.00-17.00 saatleri arası beni Tepebaşı’ndaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Merkezi’ne yani Karikatürcüler Derneği Lokali’ne çay içmeye-simit yemeğe davet etti.
        Öğlene kadar Cemiyet’teki çalışmalarımı bitirdim. Öğlen saat 12.00’yi biraz geçe Cağaloğlu’ndan yürüyerek Tünel’e gittim. Tünel çıkışında daha önce meslektaşımız olan şimdi ise bir lisede “Gazetecilik” dersi veren Sema Kahraman’la karşılaştım. Sema’ya İstiklal Caddesi’nden Taksim’deki tramvay durağına yürüyeceğimi, orada Raşit Yakalı ile buluşacağımı söyledim. “Vaktin varsa ve de yürümek istersen birlikte gidelim” dedim. Sema da “Aa çok iyi olur. Ne tesadüf benim de üniversitede mastır konum karikatür tarihi” dedi. O zaman birlikte tramvay durağına gidelim, oradan Raşit Yakalı ile buluşur, Karikatürcüler Lokali’ne gideriz” dedim. Sema sevinçle “harika” dedi.
       Raşit Bey, her zaman dakik bir insandır. Buluşma yerine bizden önce gelmişti. Sema ile tanışmıyorlardı, tanıştırdım. Otobüsle mi gitsek, yürüsek mi diye kısa bir ikilem yaşadık. Sonra yine İstiklal Caddesi’nden yürümeye karar verdik. Raşit Yakalı’ya simit alalım mı yoksa almışlar mıdır diye sordum. Raşit Yakalı “Erdoğan Bozok Bey’i bir arayayım, almamışsa biz alırız” dedi. Erdoğan Bozok’u aradı, ulaşamadı. Raşit Yakalı “ne olur ne olmaz” diyerek, gazetecilerin çay içerken olmazsa olmazı olan simitlerden birkaç tane aldı. Yolda yürürken Sema ile Raşit Yakalı’nın fotoğrafını çektim. Çekerken de “Bu fotoğrafı Yenge Hanım’a ileteceğim. Fotoğraf altına da Raşit Bey ve bayan arkadaşı diyeceğim” diye espri yaptım.
              Keyifli bir yürüyüşten sonra Karikatürcüler Lokali’ne vardık. Lokal Kasımpaşa Stadyumu’nun üst tarafındaydı. Tepebaşı’ndaki TRT binasının da karşı yakasındaydı. Lokalin yöneticisi karikatürist Erdoğan Bozok, Yurdagün Göker, Ruhi İdacıtürk bizi bir ev sahibi sıcaklığı ile karşıladı. Bir müddet sonra da “bol ödüllü” karikatürist Ahmet Öztürklevent geldi. Simit ve çatalları Raşit Bey almıştı. Ruhi İdacıtürk de eşinin yaptığı kekleri orta yere koydu. Çok geçmedi Erdoğan Bozok da kendi elleriyle demlediği çayları ince belli bardaklar içinde bizlere sundu. Peş peşe çaylar içildi, simitler yenildi. Ardından da koyu muhabbet başladı.
        Ruhi İdacıtürk, dijital teknoloji olan “Tablet Çizim” konusunda bizlere bilgi verdi. İdacıtürk, şöyle dedi:
        “Tablet bilgisayara bağlı olarak kullanılıyor. Yani bilgisayar ekranı kullanılıyor. Fare yerine de özel bir kalemle çalışıyoruz. Tabletle daha net sonuç alınıyor, ama Türkiye’de henüz çok yaygın değil. Artık karikatür resme, resim karikatüre yaklaştı.”
         Karikatürcüler Lokali’nin muhteşem bir manzarası vardı. Kasımpaşa Stadı hemen önümüzde yemyeşil, biraz uzağa bakınca “Altınboynuz” bizi büyüledi. Lokali çok beğendiğimi Erdoğan Bozok Bey’e söylediğimde, “Evet, ferah bir yer. Herhangi bir sıkıntımız yok, ama yeni merkezimizi henüz duyuramadık” diye yanıt verdi.
          Bozok,  mizah merkezinin İstanbul’un göbeğinde bir yer olduğunu belirterek, çevre okullardan büyük ilgi gördüğünü ifade etti. Bozok, üç sergi salonuna sahip merkezi galeri olarak kullandıklarını ve önümüzdeki günlerde değişik etkinlikler gerçekleştireceklerini belirtti.
         Bozok merkezde ustalara saygının bir ifadesi olarak “Cemal Nadir Caddesi” bulunduğunu da anlatarak, şunları kaydetti:
         “ Nasreddin Hoca, İncili Çavuş fıkraları, Karagöz, Orta Oyunu gibi zengin halk mizahımızdan beslenen Türk karikatürünün basınımızda yer alması 1870’lere dayanır. 40 bine yakın orijinal karikatürün bulunduğu merkezimizde 1870’te başlayıp günümüze doğru gelen ‘Başlangıçtan Günümüze Türk Karikatürü Sergisi’  var. ‘Kütüphane ve Arşiv Bölümü’müz var. Ve araştırmacıların hiçbir yerde bulamayacağı bilgi-belge ve yayınlar var. Karikatürcülerin ve ailelerinin müzeye bağışladığı kitaplardan oluşan bir kütüpahemiz de var.”
         Daha sonra hep birlikte merkezi gezdik. Merkezin kütüphanesinde Nehar Tüblek, Ferruh Doğan ve Semih Balcıoğlu başta olmak üzere rahmetli olmuş üstadların adlarının yazılı olduğu bölümleri gezdik.
                                                          İBB Kültür Merkezi Sorumlusu Ayten Türkü bilgi verirken
          Bolca fotoğraf çektikten sonra Karikatürcüler Derneği Lokali’nden hep birlikte ayrıldık. Yürüyerek İstiklal Caddesi’ne çıktık. Galatasaray Lisesi önünde Erdoğan Bozok ve Ruhi İdacıtürk’le vedalaştık. Ahmet Öztürklevent’e ve Yurdagün Göker’e daha önce lokalde veda etmiştik. Eşimle burada buluşacaktım, eşimle buluştum. Raşit Bey’le birlikte Taksim Meydanı’na çıktık, Raşit Bey’le de burada vedalaştık…
          Bâb-ı Âli’den uzak yarım günüm işte böyle geçti…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder