10 Mart 2012 Cumartesi

TRT ANILARI (5)...

                                         

Gürcan ARITÜRK

        İnsan bazen, yaşadı mı, duydu mu, filmde mi seyretti, okudu mu, hayalini mi gördü, karıştırıyor. Yaşam biraz da bu karmadan ibaret…  O yüzden anılara güven olmaz ama anılarsız da olmaz. Anılar olmadan insanlar ot gibi olur. Umarım bu anılar hoşunuza gider, kimi zaman anlatacak kimse olmasa bile hatırlamak yeterince güzel!
     Aşağıdaki kimilerini benim yaşadığım kimilerini gördüğüm ya da duyduğum TRT anılarını eski bir toplu fotoğrafa bakarak anında-bir çırpıda yazdım, aklıma gelenleri kalın delikli bir süzgeçten geçirdim, eminim siz okurken daha ince eleyip sık dokuyacaksınızdır!


 

                     Çok cesur değilim ama
      Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğancan Akyürek, İstanbul il başkanlığında seçim beyannamesini açıklarken ANAP İzmir il başkanlığına bomba atıldığı 1 kişinin öldüğü bilgisi geldi. Akyürek'in tepkisini 13 radyo bültenine yetiştirmeye çalışırken bulunduğumuz binanın da "İzmir'deki bomba patladı, biraz sonra İstanbul il binasındaki bomba da patlayacak" ihbarı üzerine boşaltıldığından habersizdim. Haberim olduğunda da ya inanmadığım da ya da habercilik şevkinden kulak asmadım. Çıktığımda içeride özel giysili bomba imha ekipleri vardı sadece. Kameraman Mehmet Başak ise korku ve telaş içindeydi.

                    Zehir yüklü gemi Petersberg

      Bir zamanlar Türkiye'nin gündemindeydi, zehirli atık taşıyan ve istenmeyen gemi ilan edilen Petersberg. Ali Kırca'nın Haber Dairesi’nin başında olduğu dönem, gemi Türkiye'den gitsin diye giriş-çıkışların yasaklandığı dönem, ZDF televizyon ekibiyle ne akla hizmetse gemiye içki ve yiyecek götürdük. Dönüşte sahil güvenlik bizi bir süre alıkoydu tabii, Eurovision'a görüntü satacağız falan dedik. ZDF ekibi sayesinde zehirli yükü de çekmiş, Alman Kaptanla röportaj da yapmıştık. Röportajı seslendiren Oğuz Haksever'e müdürümüzün demesinden de ilk kez öğreniyordum ki, bize öğretildiği gibi Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dil değildi. Yapacağım yazardı ama yapacaam diye okunurdu.
       Neyse, gelelim esas konuya, bir gün sonra Alman kaptanın bizim -daha doğrusu bizimle birlikte giden ve bizden kamera kiralayan ZDF temsilcisi kızın aldığı- rakılarla alkol komasına girip Cerrahpaşa'ya kaldırıldığını öğrendik, onun da haberini yaptık. Yoksa bu son haberi biz mi oluşturduk?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder