17 Haziran 2012 Pazar

TRT ANILARI...(13)


                                                  

Gürcan ARITÜRK

   
  "İnsan bazen, yaşadı mı, duydu mu, filmde mi seyretti, okudu mu, hayalini mi gördü, karıştırıyor. Yaşam biraz da bu karmadan ibaret…  O yüzden anılara güven olmaz ama anılarsız da olmaz. Anılar olmadan insanlar ot gibi olur. Umarım bu anılar hoşunuza gider, kimi zaman anlatacak kimse olmasa bile hatırlamak yeterince güzel!
     Aşağıdaki kimilerini benim yaşadığım kimilerini gördüğüm ya da duyduğum TRT anılarını eski bir toplu fotoğrafa bakarak anında-bir çırpıda yazdım, aklıma gelenleri kalın delikli bir süzgeçten geçirdim, eminim siz okurken daha ince eleyip sık dokuyacaksınızdır!"

TRT'nin yenilenen tuvaleti

31 Ekim 1986'da stajyer muhabirliği kazanan iki kişiydik. İki arkadaş TRT İstanbul Bölge -Haber- Müdürlüğü'ne gittik. Müdürlüğün bulunduğu İstanbul Radyoevi binası o zamanlar yenilenmeye başlamış, bu işe de tuvaletlerden başlanmış. Ne bilelim. İşe yeni başlayacağız, heyecanlıyız ya, mesai başlamadan gittiğimiz binada tuvalete gitme gereği duyduk, tarif ettikleri kapı çok güzeldi, belki müdür odasıdır, yanlış tarif edilmiştir diye tuvalete kapısını vurarak girdik.

Boğaziçi Köprüsünün tepesinden bakınca

TRT İstanbul Haber Müdürlüğü kameramanlarından Özkan Ergin, kendisinden daha kıdemli kameraman Recai Uğurkan'a Boğaziçi Köprüsü'nün tepesindeyken sormuş, "buradan düşersek ne olur" diye. Sessizlikten sonra yanıtı da kendisi vermiş:  "Gözümüz götümüzden çıkar"

Dalan'ın aldığı makas ve soğukkanlılık

Oğuz Haksever, bir gün yaptığı TV haberi nedeniyle dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın kendisinden makas aldığını -işaret ve orta parmak ile yanağı okşamak-anlatmıştı, herkesin ortasında. Tek bana söylese özel bir paylaşım diyeceğim ama… Şaşırmıştım. Bir gazetecinin haber kaynağının hoşnutluğundan mutlu olması insani bir şeydi de, onu herkesle paylaşacak kadar önemsemesi mesleki bir zaafa girer, diye düşündüm. Haber anlatıcısının soğukkanlı olmasını, seslendirdiği sevinçli ve üzüntülü 2 haber arasındaki ses tonu ve üslup farkının mümkün olduğunca az olmasını düşündüğüm gibi.

Sessizlik efekti

TRT Diyarbakır Muhabiri Kemal Aslan, bir mağarada yaptığı anons ve röplerden sonra, kameraman İbrahim Saraçoğlu'nun ilginç bir isteğiyle karşılaşır: "Kemal, mikrofonu tut da bir de haber için sessizlik efekti alalım".  "Git işine montajda sesi kısarız, eğer varsa sessizliğe karışan bir şey, sessizlik efekti de neymiş" demez ve Saraçoğlu'nun kendisini de çektiği gibi mikrofonu boşluğa tutarak "sessizlik efekti" alır. Yıllar sonra bu olayı hatırlatan bana yine "Sen anlamazsın oğlum, sessizliğin de bir sesi vardır" der. Sessizliğin sesi gibi şiir vb yazıları da yıllar önceki bu olayda haklılığına kanıt olarak gösterir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder